Ana Sayfa Arama Galeri Video Yazarlar
Üyelik
Üye Girişi
Yayın/Gazete
Yayınlar
Kategoriler
Servisler
Nöbetçi Eczaneler Sayfası Nöbetçi Eczaneler Hava Durumu Namaz Vakitleri Gazeteler Puan Durumu
WhatsApp
Sosyal Medya
Uygulamamızı İndir

101 Yıldır aynı Coşku, Aynı Gurur, Aynı Heyecanla!

Cumhuriyetimizin 101. Yılı münasebetiyle,

Cumhuriyetimizin 101. Yılı münasebetiyle, Edirne Valisi Yunus Sezer ve eşi Canan Sezer ev sahipliğinde düzenlenen kabul töreni büyük ilgi gördü.


Yoğun bir katılımla gerçekleşen kabul töreni, Saygı duruşunun ardından İstiklal Marşının okunmasıyla başladı.
Vali Yunus Sezer kabul töreninde yaptığı konuşmada; “Cumhuriyetimizin 101. yılını, Türkiye’nin yeni yüzyılında, ilk günkü heyecan, coşku ve gururla kutluyoruz. Bugün burada, birlik ve beraberlik ruhuyla bir aradayız. Bu anlamlı gün vesilesiyle, teşriflerinizden dolayı her birinize ayrı ayrı teşekkür ediyorum. Hoş geldiniz.


Saygıdeğer katılımcılar, kıymetli Edirneli hemşehrilerim; Milli Mücadele’nin o zorlu günlerini hatırlayarak konuşmama başlamak istiyorum. Vatanın dört bir yanı düşmanla çevriliyken, milletimiz yokluk ve imkansızlıklar içinde bağımsızlık mücadelesi veriyordu. O günlerde Ankara’da bir meclis kuruldu; ancak bu yalnızca bir meclis değil, bir milletin yeniden varoluş yeminiydi. O günlerde, sırtında yıpranmış bir heybe taşıyan yaşlı bir kadın, Meclis’in kapısına varır. Görevliler yardım etmek ister, ancak o dimdik adımlarla Mustafa Kemal Paşa’nın önüne gelir. Sırtındaki heybesini özenle indirip, titreyen sesiyle “Paşam, bizim köyde ne varsa bu heybede, belki yetmez ama toprak düşman postalıyla kirlenmesin” der. O heybede bir avuç buğday ve kuru üzümden fazlası yoktur belki; ama o, bir milletin canını, onurunu, umut ve inancını taşır. İşte biz bugün burada, o heybenin içindeki ruhu miras aldık. O heybe, Cumhuriyet’in mayası, bağımsızlık simgemizdir.


Biz bugün burada o heybenin içerisindeki ruhu miras aldık. O heybe Cumhuriyetin mayasını, varlık sebebimizi fısıldar bizlere. Bugün aynı cesaretle, aynı kararlılıkla ‘Yaşasın Cumhuriyet!’ diye haykırıyoruz. Bu vatan bu Cumhuriyet bizim emanetimizdir. O karanlık günlerin içinde bir ışık gibi parlayan milli mücadele şairi Mehmet Akif, “Allah bu millete bir daha İstiklal Marşını yazdırmasın” diyor. Bu sözü söylerken verilen fedakarlığı, kaybedilen canları, destanı öksüz nice kahramanları hatırlatır bizlere. O Milli Mücadele’nin sembolü olan İstiklal Marşı’mız, Mehmet Akif’in deyişiyle bir daha yazılmasın diye mücadele ediyoruz. O Marş, bir milletin varoluş destanıdır ve canı ile yazılmıştır biz o destanı unutmadık. Bundan sonra da yüzyıllar da geçse unutmayacağız.


Bizim için Cumhuriyetin anlamı bambaşkadır. “Ben size taarruzu değil, ölmeyi emrediyorum” diyen bir kararlılıktır Cumhuriyet. Kendilerine biçilen kaderi kabul etmeyip, tek çarığıyla cepheye koşanların ülküsüdür Cumhuriyet. Yavrucağını kına yakarak vatana kurban gönderenlerin fedakarlığıdır Cumhuriyet.
Cumhuriyet, bizim için bir ruhtur. Bu ruh, milletimizin kanıyla, canıyla, duaları ve gözyaşlarıyla büyümüştür. Bugün sınır boylarında terörle mücadele eden kahramanlarımız bu ruhu en güçlü şekilde taşımaktadır. Atalarımızın mirasını koruyan her Mehmetçiğimiz, geçmişten bugüne uzanan bu cesaret zincirinin bir halkasıdır. Bu ruh sadece askerlerimizde, polisimizde değil, memlekete için üreten herkesde vardır. KAAN’ı, SİHA’yı yapan teknisyenlerimizde , Aybüke öğretmenlerimizde, vatan için çalışan teknisyenlerimizde, mühendislerimizde ve öğretmenlerimizde de aynı ruh vardır.vardır. Gökbey havalandığında, gözyaşlarıyla onu izleyen aziz milletimizde o ruh ve gurur vardır. Cumhuriyetimizin güçlü mirasını herkes hissetmektedir. Emin olun ki gelecek yüzyıl Türkiye Yüzyılı olacaktır. Cumhurbaşkanımızın deyimiyle Türkiye Yüzyılı daha parlak olacaktır.

Bizi yıldırmaya çalışanlara inat, TUSAŞ’taki kardeşimizin dediği gibi, hainlere inat daha fazla çalışacak, daha çok üreteceğiz. Bu yolda Türkiye Cumhuriyeti’ni geleceğe taşırken, bu aziz millete hizmet eden tüm şehit ve gazilerimizi saygıyla anıyor, onları rahmetle yad ediyoruz. Allah’tan, nice Cumhuriyet Bayramlarını hep birlikte kutlamayı bu millete nasip etmesini diliyorum. Allah bu milletin üzerinden bu nazlı al bayrağı eksik etmesin!” şeklinde konuştu.
Valimiz Yunus Sezer’in konuşmasının ardından sahne alan Edirne Devlet Türk Müziği ve Rumeli Müzikleri Topluluğu sanatçılarının icra ettiği eserlerden oluşan konser beğeniyle izlendi.
ValiYunus Sezer ve eşi Canan Sezer Hanımefendi, kabul törenine katılan misafirlerimizin masalarını tek tek dolaşarak tüm konuklarımız ile yakından ilgilendi.
Edirnespor taraftarlar derneği Sınır Beyi’nin meşale gösterisi ile devam eden gece, tüm konuklarımızın coşkuyla dalgalandırdığı Türk bayraklarıyla son buldu.