Şu günlerde, Türkiye’de faaliyetlerini sürdüren devlet, özel ve vakıf üniversiteleri yeni eğitim-öğretim sezonlarını birer birer açmaya başladılar. Edirne’nin gururu Trakya Üniversitesi de 2 Ekim 2023 tarihi itibariyle eğitim-öğretime başlamış bulunuyor. Fakültelerde ilk hafta boyunca ders kayıtları yapılır, şehir, üniversite ve fakülteleri tanımaya yönelik oryantasyon programları düzenlenir. Dolayısıyla üniversitelerde dersler fiili olarak 9 Ekim 2023 tarihinde yani bugün itibariyle başlamış bulunmaktadır. Öncelikle yeni ders yılının öğrencilerimize, Edirne’mize ve ülkemize hayırlı olmasını temenni ediyorum..
Bu kurumda yıllarca görev yapmış biri olarak Üniversitemizin açılışı münasebetiyle, iki konuya değinme ihtiyacı duydum, bunu da siz dostlarımla paylaşmak istedim.. Biri bu şehirde ticaretle uğraşan esnaf adını verdiğimiz dostlar, diğeri de üniversitemize öğrenci olarak gelen gençler..
Yıllardır, zaman zaman öğrencilerimizle yaptığımız özel sohbetlerimizde, belki dertleşmelerimizde öğrencilerimizin bizi biraz da bu şehrin yerlisi olarak görmekten kaynaklanan şikayetlerine tanık olmuşuzdur. Şikayetlerin daha çok alış-veriş üslûbu noktasında yoğunlaştığını üzülerek belirtmeliyim. Ne demek alış-veriş üslûbu peki? Kısaca söylemek gerekirse şu : Alışveriş esnasında ortaya çıkan karşılıklı davranış tarzı, konuşmalar vs… Şikayetlerin zirveye çıkan sözü şu : Hocam, Edirne esnafı, bizi, yani üniversite öğrencilerini tabiri caizse yolunacak “kaz” gibi görüyor veya görmek istiyor. Raftaki bir mala bakmak, incelemek istediğimizde korka korka söylüyoruz bunu.. Sonunda -olur ya- beğenmeyip almamak veya gücümüz yetmeyip alamamak da var işin içinde.. Ve tabii esnaf kardeşimizin cevabı da cebinde hazır: Madem almayacaksın niye uğraştırıyorsun kardeşim? Müşteri ile mağaza sahibi arasındaki bu tür diyalogların tatsız da olsa yaşandığını yıllardır duyarız.. Belki bu tür hadiseler başka şehirlerde de oluyor.. Ama başka şehirlerde oluyor diye Edirne’de de olması mı gerekir.. Memleketin en ücra köşelerinden üç beş yıllığına kalkıp bu şehre gelen bu genç insanlar aslında sizin misafirinizdir efendim.. Hatta denilebilir ki velinimetiniz.. Yaşı ilerlemiş olanlar bilirler, eskiden dükkanlarda, mağazalarda anlamlı bir söz asılı olurdu duvarlarda.. “Müşteri velinimetimizdir”. Ne güzel bir sözdü o müşteriyi karşılayan.. Dostlar, dikkatinizi çekerim, bundan 5 yıl önce bu şehre Üniversite okumaya gelen gençlerin pek çoğu bu şehirde yok bugün.. Şimdi sizlere şunu sormak isterim: Edirne adına, Edirne esnafı, tüccarı, sanayicisi, iş adamı, her kim olursanız olunuz ve ne işle meşgul olursanız olunuz, bu gidenlerin bu şehirden gittikleri yerlere neleri götürmelerini istersiniz? Gittikleri yerlerde bu şehri, sizleri nasıl anlatmalarını istersiniz? Ülkemize gelen turistler gibi onlar da yiyip içeceklerini, giyeceklerini sırtlarında mı getirsinler Edirne’ye yani.. Sizler aslında çok iyi bilirsiniz ki ticaret dediğimiz şey sadece mal ve para değişimi değildir. Mağazanıza, iş yerinize gelen müşteriyi ilk ve son defa mı göreceksiniz? Öyle mi olmalı? Yahut fahiş kâr kaygıları ile günübirlik, kısa yoldan menfaatlenme düşüncelerinin bedelini kim ödeyecek veya kim ödüyor dersiniz? Bunu iyice düşünmek lâzım.. Ve bu gençlerimize karşı daha anlayışlı, daha fedâkâr, daha sabırlı, daha sıcak ve güler yüzlü davranalım.
Bu yıl üniversitemize binlerce yeni öğrencimiz geldi.. Hoş gelmişler, safalar getirmişler.. Şimdi onlar nasıl bir şehre geldiklerini çok merak ediyorlar tabii. Bir an önce Edirne’yi ve sizi tanımak istiyorlar. Onları iş yerlerinizde biraz da bunu düşünerek karşılayın.. Hal hatır sorun, iş yerlerinizde çay ikram edin, ihtiyaçlarının olup olmadığını, sıkıntılarının bulunup bulunmadığını sorun, olur ki sizin de çözebileceğiniz bir problemleri vardır.. “Empati” diye bir kavram var. Kendini karşıdaki insanın yerine koymak anlamında, bilirsiniz. Olur ki sizlerin de oğlunuz, kızınız başka bir şehirde, başka bir üniversitede okuyor olabilir. O nedenle onları biraz da analarının babalarının sizlere, bizlere, bu şehre bir emaneti olarak görmek lazım diye düşünüyorum.. Elçiye zeval olmaz, ben öğrencilerimden duyduklarımı, dinlediklerimi siz Edirneli esnaf kardeşlerime, dostlarıma, hemşehrilerime aktarıyorum, hepsi bu?
İkinci husus da öğrencilerimizle ilgili olacak.. Ve tabii ki sözümüz öncelikle bu şehre yeni gelen ve dolayısıyla bu şehri çok iyi tanımayan, bilmeyen öğrenci kardeşlerimize.. Tanıştığınız şehrin farklı bir kültürü, farklı bir sosyal yapısı olduğunu lütfen kabul ediniz ve bu şehirde geçireceğiniz yılların plânlarını bunun üzerine yapınız.. Ne olur Üniversiteyi, özellikle orta öğretimde yapılamayan her türlü kanunsuzluğun, disiplinsizliğin rahatça yaşanabileceği yerler olarak düşünmeyin.. Sahip olduğunuz özgürlükleri de üniversite öğrencisi olduk diye kötüye kullanmaya çalışmayın.. Ailesine ve ülkesine karşı bunca sorumluluk altına girmenin size yüklediği bir ağırlık olmalı üzerinizde.. Omuzlarınızda bu sorumluluğun ağırlığını lütfen hissedin.. Zaman, o zamandır..
Üniversitelerimizin yeni bir heyecanla, yepyeni bir vizyonla eğitime başlamalarını temenni ediyoruz. 2023-2024 eğitim-öğretim yılının açılışı şehrimize ve üniversitemize de hayırlı olsun. Öğretim üyelerimize ve öncelikle yeni gelen öğrencilerimiz olmak üzere şehrimizin aziz misafirlerine, öğrenci kardeşlerimize gönülden bir kez daha “Hoş Geldiniz” diyorum.
Hoş kalın, hoşça kalın, güzellikler içinde olunuz efendim.