Yeniden Refah Partisi Edirne İl Başkanı Hakan Çalışkan düzenlediği basın toplantısında yaptığı açıklamada; “23 Kasım 2018 tarihinde Genel Başkanımız Dr. Fatih Erbakan’ın liderliğinde iman, azim ve aşkla, kurulan Yeniden Refah Partimiz 6 yaşında.
Bugün partimizi 620.000 üyesi ile Türkiye’nin en büyük üçüncü partisi olma noktasına taşıyan çok değerli milletimize şükranlarımızı sunuyoruz. Burada altı çizilmesi gereken önemli bir husus. Evet. Yeniden Refah Partimiz 6 yaşında ama 55 senelik mazisi olan bir partiyiz. 55 senelik Millî Görüş mirasının günümüzdeki temsilcisi olan bir partiyiz. İnşallah bundan sonra da bugüne kadar olduğu gibi istikametten sapmadan yolumuza devam edeceğiz ve Millî Görüş Davamızı, Yeniden Refah Partimizi ve ülkemizi layık olduğu yere hep birlikte taşıyacağız.
Hepinizin bildiği gibi Türkiye gündeminde ekonomi var. Türkiye’de aslında asgari ücret dediğimiz ama çalışan kesimin neredeyse yarısından fazlasının almış olduğu bir ücret olması hasebiyle Türkiye’miz için bir ortalama ücret olan asgari ücrete biz kul hakkı zaviyesinden bakıyoruz. Bizler, Millî Görüş olarak adil düzenin temsilcileriyiz. Paylaşımda adalet diyoruz. Herkesin hakkının alın teri daha kurumadan kendisine teslim edilmesini istiyoruz. Bizler, Millî Görüş olarak “önce imtiyazlılar, önce güçlüler değil, önce millet, önce ezilenler” görüşüne sahip bir partiyiz. Yine 54. Hükümet döneminde ücretli kesime en büyük maaş zamlarını yaparak Cumhuriyet tarihinin en bereketli döneminin yaşanmasına vesile olan Merhum Erbakan Hocamızın yolundan giden dava erleriyiz. Asgari ücrete yüzde 100, memurlara yüzde 200, Bağ-Kur emeklisine yüzde 320 maaş zammı yapan Merhum Erbakan Hocamızın talebeleriyiz.
Öncelikle, ülkemizde açlık sınırı 21 bin TL seviyesine, yoksulluk sınırı ise 70 bin lira seviyesine gelmiştir. 2024 yılı enflasyonu yüzde 50’ye yakın bir noktada yılı tamamlıyor. Yılsonunu neredeyse yüzde 50’lik bir enflasyonla tamamlayacağız. 2024 yılı için tahminler neydi? Tahminler yüzde 33’tü. %33’lük tahmin yerine neredeyse %50’lik bir enflasyonla yılı tamamlıyoruz. Peki, 2025 yılı tahminleri nedir? Yüzde 21. Peki bu tahminler tutabilecek mi? Elbette ki tutamayacak. Üzülerek ifade ediyorum. Yüzde 33 nasıl yüzde 50 çıktıysa, yüzde 21 de nereden baksanız yüzde 40’lık bir enflasyon olarak karşımıza çıkacak. Zaten bunun bir göstergesi ve habercisi olarak Yeniden Değerleme Oranı yüzde 44 olarak hesaplandı. Vergilere, cezalara, harçlara 2025 yılında yüzde 44 zam yapılacak. Üzülerek ifade ediyoruz ki yakın zamanda meclise sunulan ve onaylanan 2025 yılı bütçesi vatandaşın ve ezilenlerin bütçesi değildir. Bu bütçede paylaşımda adalet yoktur. Borç, faiz, vergide adaletsizlik vardır. Bu bütçe borç, faiz, zam ve vergi bütçesidir. 2025 yılında 2 trilyon TL’ye yakın faiz ödenecektir. Ödenecek olan 1,95 trilyon TL bu faiz, 56 milyar dolara tekabül etmektedir. Bu yıl ödenecek 1,95 trilyon liralık faiz, 2023 yılında bu ülkede faaliyet gösteren 1.062.000 şirketten alınan kurumlar vergisinin neredeyse 4 katıdır.
Bu faize verilen parayla devlet olarak 10 milyon asgari ücretliye bir sene boyunca her ay 16 bin TL fazladan maaş verilip asgari ücretlinin eline 33 bin TL geçmesi sağlanabilir.
Yine bu sene faize verilecek parayla 40 bine yakın küçük ve orta ölçekli işletme kurulup 800 bin istihdam sağlanabilir ve işsizliğin ortadan kaldırılmasına katkı sağlanabilir.
Enflasyonun yüzde 50 seviyesinde olduğu, bütçe gelirlerine yüzde 44 oranında zammın yapıldığı bir ülkede, çalışan kesime, ücretliye, emekçiye bu düşük oranlarda zam yapılması 2025 bütçesinin hakkaniyet ve adaletten uzak olduğunun bir göstergesidir.
8 milyon çalışan için asgari ücrete yüzde 30 zam yapılmasının tamamen bir akıl tutulmasından başka bir şey değildir. 22 bin 104 TL asgari ücret maalesef beklentilerin altında ve kabul edilemez bir rakamdır. Bu durumun, dar gelirli vatandaşların yaşam koşullarını daha da zorlaştıracaktır, adil bir gelir dağılımının sağlanması gerektiğini savunuyoruz
Yeniden Refah Partisi olarak çözüm önerilerimizi her fırsatta ifade ediyoruz. Burada altını önemli çizmek istediğimiz husus, enflasyonla mücadelede izlenen yol ve yöntemlerin hatalı olduğudur.
Enflasyonla mücadelenin yolu arzı arttırmaktan, üretimi arttırmaktan geçiyor.
Sanayide ve tarımda arzı arttırmanız gerekiyor.
Millî Görüş ne zaman iktidara gelse; üretimi ve böylece arzı artırarak, istihdamı artırarak, gelir dağılımında adaleti sağlayarak, israftan kaçınarak, denk bütçe yapıp faiz canavarından kurtularak, milli kaynak paketleri oluşturarak ve oluşan refah payını dar gelirli milyonlarla paylaşarak enflasyonla mücadele yoluna gitmiş, vatandaşı, tüccarı ve üreteni asla ezmemiştir.
Enflasyonla bu şekilde mücadele edilir.
Buradan önemli bir konuya daha değinmek istiyoruz. Geleceğimiz olan çocuklarımız yoksulluk içinde yaşamlarını sürdürmektedir. OECD’nin Raporuna göre Türkiye’ de 6 milyon çocuk yoksulluk içerisindedir. Türkiye Ekonomi Politikaları Vakfı bünyesinde yapılan iki araştırmada çarpıcı sonuçlar çıktı:
Neydi bunlar;
0-17 yaş grubunda 7,03 milyon çocuk yoksulluk içinde yaşıyor.
2 milyon çocuğun ise “derin yoksulluk” içinde yaşadığı belirlendi.
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’nın resmi rakamlarıyla sosyal yardım ve devlet desteğiyle yaşamını idame ettiren hane sayısı 4,8 milyona ulaştı…
Bu hanelerde ortalama 20 milyon nüfus yoksulluk çekiyor, doğru şekilde beslenemiyor.
Küçük yaştaki sahipsiz çocuklar tetikçiliğe, hırsızlığa, suça, cinsel istismara zorlanıyor. Dilencilik yapan 6 yaşındaki Şirin kızımız gibi, öldürülüp bir mezarlığa atılıyor.
2025 Cumhurbaşkanlığı Yıllık Programı’ndaki verilere göre; sokakta zorla çalıştırıldığı, para karşılığı istismar edildiği, dilencilik yaptırıldığı için mobil ekiplerce müdahale edilen çocuk sayısı 2023 yılında 50 bin 293’e ulaştı. (Bu çocukların 19 bin 500’ünün Suriyeli olduğu saptandı.)
Aile ve Sosyal Hizmetler Bakanlığı’na bağlı “Çocuklar Güvende Ekipleri”nin bu yılın ilk 6 ayında müdahalede bulunduğu ‘risk altındaki’ çocuk sayısının “337 bin” olduğu bilgisi “Cumhurbaşkanlığı Programı”nda yer aldı.
İşte bu konuya bir diğer örnek; yakın zamanda herkesin hatırladığı gibi İzmir’in Selçuk ilçesinde anneleri Melisa Akcan’ın kapıyı üzerlerine kilitledikten sonra hurda toplamaya gittiği evde kalan ve yaşları 1 ile 5 arasında değişen 5 çocuğun, sobadan çıkan yangında hayatını kaybetmesi olayı vicdanlarımızı yaraladı. Evde çıkan yangında 5 çocuğunu kaybeden gözü yaşlı anne Melisa Akcan ne demişti; “Çocuklarımız için bize 8 bin lira yardım yapıyorlardı, onu da 4 bin liraya indirdiler, ben 4 bin lira ile çocuklarıma nasıl bakayım?” dedi.
İşte kaynaklarımızı kamuda ki israfa, imtiyazlılara ve faiz canavarına aktarmanın acı sonucu budur. Kaynaklarımızı canavarlara değil, milletimize aktarmak mecburiyetindeyiz.
Tüm vatandaşlarımızın şimdiden yeni yılın başta sağlık olmak üzere mutluluk, huzur ve bereket getirmesini temenni ediyorum. 2025 yılının ülkemizde ve tüm dünyada barış, adalet ve refahın hakim olduğu bir yıl olmasını diliyorum.
Ayrıca 01 Ocak itibariyle Rahmet ve mağfiret iklimi olan üç aylar başlıyor. Bizleri bu mübarek günlere ulaştıran rabbimize hamdolsun.
Recep, Şaban ve Ramazan’ı içinde barındıran üç aylar, hasretle yolunu gözlediğimiz, gönül hanemize konuk ettiğimiz kutlu misafirimizdir. Milletimizin ve bütün İslam âleminin Regâib Kandili mübarek olsun. Üç ayların rahmet, mağfiret ve bereket ikliminin insanlığın hidayetine, barış ve huzuruna vesile olmasını diliyorum. dedi.